Etkinlik RaporlarıÖzgürlük neydi, hatırla!

Özgürlük neydi, hatırla!

  23 nisanda kent enstitüleri pikniği Heybeliada’da gerçekleşti. Vapurdan indikten sonra piknik alanına yürüdüğümüz yol boyunca gördüğümüz atların durumuyla ilgili birkaç kelam etmeyi zorunluluk olarak görüyoruz. Yıllardır bu ve diğer adalarda yaşanan hayvan sömürüsü olabildiğince ifşa edilmeye çalışılıyor fakat durumda hiçbir değişiklik yok. Halen atlar sanki canlı değillermişçesine koşturuluyor, hala bakımsız ve zayıflar, hala aç ve susuzlar. Bu ısrarı tekrar gündemleştirmek adına adalarda yaşanan hayvan sömürüsüne dair verileri bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyoruz.

1- Bundan 2 yıl önce “Faytonlar ile ilgili değişikliği açıklayan Recep Tayyip Erdoğan, Kınalıada, Büyükada, Heybeliada, Burgazada’da elektrikli faytonun kullanacağını söyledi. Belediyeden yapılan açıklamaya göre ilk olarak Kınalıada’da 12 kişilik elektrikli araç kullanılmaya başlanacak. Yolculuk ücretleri ise İstanbulkart ile sağlanacak.” Fakat Kınalıada’da fayton kullanımı zaten mevcut değil, keza bu açıklama yapılalı 2 sene olmuş olmasına rağmen ne Kınalıada’da ne de diğer adalarda böyle bir uygulama söz konusu değil.

2-Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nin (HAKİM) raporuna göre, Adalar genelinde 272 fayton bulunuyor ve 1540 at bu faytonlarda çalıştırılıyor.

3-Faytona Binme Atlar Ölüyor İnisiyatifi‘ne göre, Adalar toplamındaki 272 faytonun yaklaşık 230’u Büyükada’da bulunuyor.

4-Bundan 2 yıl önce İstanbul Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKAME) Adalar’daki fayton taşımacılığına ilişkin bir rapor hazırladı. Rapora göre adalardaki faytonlar, turistik ve nostaljik araç olması gerekirken toplu ulaşım aracı olarak kullanılıyor. Atların sağlık, bakım ve beslenme ihtiyaçları karşılanmıyor ve %30’u barınaklardan yoksun. 

5-Adalarda koşulan atların çoğu yaşlanmış olan yarış atları. yaşlanan ve artık hipodrom için ‘işe yaramaz’ hale gelen atlar hipodromda satılıyor, faytoncularda bu atları önceden sahip oldukları ganyan bilgisine göre seçerek alıyor.

6-Faytonların sabah 06.00’dan 00.00’a kadar çalışma saat dilimi olduğuna göre, oldukça uzun saatler çalıştırıldıklarını söyleyebiliriz. Üstelik atların yol güzergahı sürekli yokuş olduğundan düz yolda harcadığı gücün üzerinde yıpranıyorlar.

7-Bu atların her yıl içlerinden 300-500 tanesi ölüyor.

8-Yaz boyunca yaşadıkları işkenceye rağmen hayatta kalmayı başaranlar atlar kışın, özellikle hasta, yaşlanmış, sakatlanmış olanlarının ormanlık bölgeye kaderlerine terk ediliyor.

9-Her yerde faytonlar var ama atların bakımını yapacak bir merkez, bir veteriner yok. faytonlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ve fiyat tarifeleri belirleniyor ama sağlıklarına dair bir çalışma yok.

10-Belediyede görevli veterinerden başka bir uzman bulunmadığı için yılda en 400 at ölüyor (bu gömüldüğü bilinen at sayısı. Fakat ormana terk edilenler veya denize atılanlarla beraber bu sayı 2 katına çıkmakta). Son iki yılda fayton kazalarında beş kişi hayatını kaybetti. Durumdan şikayetçi olan ada halkı ise faytoncular tarafından tehdit edilerek adadan taşınmaya zorlanıyor. 

11-Atların aç ve susuz olduğunu söylemiştik. Bunun sebebi Atlarda ‘çatlama’ diye bir durum var. Eğer yemek yiyip, su içip üzerine koşarlarsa çatlama yaşayabilirler. Bu nedenle aç ve susuz koşturuluyorlar.

Faytona Binme Atlar Ölüyor İnisiyatifi kurucusu Elif Ertürk’ün sözleriyle noktayı koyalım; Önemli olan atın emek gücüne ne kadar paha biçildiği ya da ne kadar “insanca” sömürüldüğü değil, insanın insana, hayvanların diğer bir hayvan olan insana kulluğunun, köleliğinin kalkması, yani topyekûn özgürlük” 

Yasal düzenlemeler ise şöyle;

-1998

25.12.1998 tarihli İl Trafik Komisyonu’nun kararları

Atlara sağlık karnesi ve denetim

Adalar’da bulunan bütün atların her yıl en geç Haziran ayında Tarım Bakanlığı ve belediye veterineri tarafından kontrol edilerek sağlıklı olan atların kızgın mühürle işaretlenip her at için (cins, renk ve bazı özellikleriri belirten) sağlık karnesi çıkarılmasına, aynı işlemin dışarıdan getirilecek atlara da yapılmasına

Adalar’da inşaat sektörünün durma noktasına gelmesi nedeniyle “Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi” açısından atların ağır şartlarda çalıştırılması, eziyet verici uygulamalar sonunda sağlıklarının olumsuz yönde etkilenmesi hususus göz önünde bulundurularak, Adalar’da yük aracı olarak kullanılan at arabalarının 2000 yılı sonuna kadar ortadan kaldırılması için alternatif bir çözüm getirilmesine

-2005

Adalar’da Fayton taşımacılığı Yönetmeliği – 1 Haziran 2005

Atlarda aranacak şartlar

Fayton sahipleri, ruhsatlandırma istediği yıl içinde hangi atları arabasına koşacağını beyan etmek zorunda. En fazla 4 at beyan edilebilecek. Atlar için Adalar belediyesi At pasaportu tanzim edecek ve denetim sırasında bu pasaportlar da getirilecek. Pasaportlar Veteriner Müdürlüğünce verilecek. Veterinerlik, atlarda belirli vasıfları arayacak. Bunlar arasında atların aşılarının yapılıp yapılmadığı, üç yaşından küçük 13 yaşından büyük olmadığı, ruam kontrolünden geçtiği, 4 aydan büyük hamileliği olmadığı gibi şartlar bulunuyor. Şartlara haiz atların kulağına numaralı küpe takılacak ve vücutlarına at tanıma çipi enjekte edilecek.

Bunlara ek olarak At Ahırları Yönetmeliği ve Seyis (at bakımını yapacak kişiler) yönetmeliği ve faytonlar için trafik kuralları yönetmeliği de çıkarıldı.

Kaynakça

Son eklenenler

“PARÇA PARÇA BÖLÜNEREK SATILMASINA…”: 19. Yüzyıldan Bugüne Parselasyon ve Kentleşme

19.yüzyıl Osmanlı coğrafyasında kapitalizmin mülkiyet ilişkilerinin dönüşümü açısından önemli bir eşiktir. Tanzimat Fermanı ile özel mülkiyete yapılan vurgu sonrasındaki...

LİMAN’A YANAŞMAK: Deniz ticareti altyapı ağı olarak 19.yüzyıldaki deniz feneri inşaat hareketleri (Esra Nalbant-Binghamton Üniversitesi, Altyapı Tarihi)

Grundrisse'de Marx, "sermayenin dolaşımı aynı zamanda onun oluşumu, büyümesi açısından yaşamsal sürecidir" diyor. Bu dolaşım, ürünün bir dağıtım sistemi...

GERİ DÖNMEMEYE YEMİN ETTİLER: Osmanlı’da Transatlantik Göç ve Göçmen Veritabanı İnşasında Fotoğrafın Kullanımı (Hazal Özdemir – Northwestern Üniversitesi, Tarih Doktora Adayı)

1896-1908 arasında Osmanlı Ermenileri Amerika’da artan iş olanakları ve doğu vilayetlerindeki ekonomik sıkıntılar sebebiyle imparatorluktan ayrılırken II. Abdülhamid hükûmeti...

İSTANBUL’A AŞAĞIDAN VE UZAKTAN BAKMAK: Kentleşmenin Çeperi ve Altyapısı

Bu konuşma, on dokuzuncu yüzyılda Osmanlı imparatorluğu ölçeğinde modern, kozmopolit bir istisna mekânı olarak ortaya çıkan Pera’nın ekolojik ve...

Cinsiyetçilik erkekleri de öldürür (mü?) – Nil Karasu

Bu yıl Cannes’dan Altın Palmiye ödülüyle dönen Justin Triet imzalı “Bir Düşüşün Anatomisi” filmi üzerine bu yazı. İzlemeyenler için...

Felsefe ve sinema atölyelerimiz başlıyor

Adana Kent Enstitüleri bünyesinde daha önce gerçekleştirdiğimiz dört haftalık film gösterimi ve söyleşilerini geçen haftalarda bitirdik. Bu süre zarfında...