Derlemeler ve YazılarBüyülü şeyler maddeden yapılmıştır - Süreyya Karacabey

Büyülü şeyler maddeden yapılmıştır – Süreyya Karacabey

*Dünya Tiyatro Günü Bildirisi

Yolları kapalıydı bizi sahneye götüren bütün caddelerin, oyuncular rollerine sarılıp beklediler uzun süre. Ölüm gölünün kıyısındaydı Nina, kefenler dikiyordu seyircilerine. Hamlet’i oynayan oyuncu, bir intikamın peşinde değildi, ekmek götüremediği için evine, surların dibinde yürüyordu. Treplev’i oynayan oyuncu tıpkı onun gibi sığamadı hikayesine, bir ümit bulmak için karanlık geçitlerde dolaştı. Işıkçılar ellerinde bir fenerle geçtiler sokaktan, dağılmış dekorları toplayamadı sahne tasarımcıları, rollerin büründüğü sihirli kumaşlar, paramparça oldu oyuncuların düşleri gibi, sonra konuşamasınlar diye gelip ağızlarını kapattılar. Tiyatrolar kapalıydı, karanlıkta gölgeleri büyürken fuayenin, seyir yerinin ve sahnenin, bir söz boşlukta yankılandı: BÜYÜLÜ ŞEYLER MADDEDEN YAPILMIŞTIR!

Bir ölüm gemisiydi zaman, kıyılarımıza sadece ölüler bıraktı, veda etmeden gömdük sevdiklerimizi, her şey yasaktı. Sahneye birlikte bakmak yasaktı ama arka sokaklardaki atölyelerde, merdiven altlarında, fabrikalarda yasak değildi ölümüne çalışmak. Tiyatro perde açamadı ama dünyanın her yerinde iktidarların kanlı oyunları hiç perde kapatmadı, rolleri yasaklanmadı, kostümleri parçalanmadı. Tiyatro yasaktı, bir ufka beraber bakmak yasaktı ama hep birlikte seyredildi işsizlik intiharları. İnşaatlarda çalışırken ölenlere, evler arası kutular taşırken caddelere düşen kurye çocuk bedenlerine bakmak yasak değildi. İçine doğru daralan evlerde kanayan çocukların ve kadınların çığlıklarını işitmek yasak değildi. Her şey bir süre unutuşa bırakıldı, çalgısını kılıfına koyarak kendini öldüren çocuklar unutuşa bırakıldı, kapanan mekanlar, çalışmak zorunda olduğu için hastalananlar, ıssız mezarlıklarda törensiz yatanlar, unutuşa bırakıldı. Onların bütün fısıltısını beklerken kaydetti boş sahneler, unutuşa bırakılan her şeyi bir gün anlatacaktı. Hiç açılmayan kapıların ardındaki tavanda bir söz asılı kaldı:
BÜYÜLÜ ŞEYLER MADDEDEN YAPILMIŞTIR!

Son eklenenler

“PARÇA PARÇA BÖLÜNEREK SATILMASINA…”: 19. Yüzyıldan Bugüne Parselasyon ve Kentleşme

19.yüzyıl Osmanlı coğrafyasında kapitalizmin mülkiyet ilişkilerinin dönüşümü açısından önemli bir eşiktir. Tanzimat Fermanı ile özel mülkiyete yapılan vurgu sonrasındaki...

LİMAN’A YANAŞMAK: Deniz ticareti altyapı ağı olarak 19.yüzyıldaki deniz feneri inşaat hareketleri (Esra Nalbant-Binghamton Üniversitesi, Altyapı Tarihi)

Grundrisse'de Marx, "sermayenin dolaşımı aynı zamanda onun oluşumu, büyümesi açısından yaşamsal sürecidir" diyor. Bu dolaşım, ürünün bir dağıtım sistemi...

GERİ DÖNMEMEYE YEMİN ETTİLER: Osmanlı’da Transatlantik Göç ve Göçmen Veritabanı İnşasında Fotoğrafın Kullanımı (Hazal Özdemir – Northwestern Üniversitesi, Tarih Doktora Adayı)

1896-1908 arasında Osmanlı Ermenileri Amerika’da artan iş olanakları ve doğu vilayetlerindeki ekonomik sıkıntılar sebebiyle imparatorluktan ayrılırken II. Abdülhamid hükûmeti...

İSTANBUL’A AŞAĞIDAN VE UZAKTAN BAKMAK: Kentleşmenin Çeperi ve Altyapısı

Bu konuşma, on dokuzuncu yüzyılda Osmanlı imparatorluğu ölçeğinde modern, kozmopolit bir istisna mekânı olarak ortaya çıkan Pera’nın ekolojik ve...

Cinsiyetçilik erkekleri de öldürür (mü?) – Nil Karasu

Bu yıl Cannes’dan Altın Palmiye ödülüyle dönen Justin Triet imzalı “Bir Düşüşün Anatomisi” filmi üzerine bu yazı. İzlemeyenler için...

Felsefe ve sinema atölyelerimiz başlıyor

Adana Kent Enstitüleri bünyesinde daha önce gerçekleştirdiğimiz dört haftalık film gösterimi ve söyleşilerini geçen haftalarda bitirdik. Bu süre zarfında...