AdanaMurat Uyurkulak ile söyleşimizden satırbaşları

Murat Uyurkulak ile söyleşimizden satırbaşları

Adana’ya 30. Altın Koza Film Festivali jürisi olarak gelen yazar, senarist ve çevirmen Murat Uyurkulak ile 20 Eylül’de edebiyat ve sinema üzerine sohbet havasında bir söyleşi gerçekleştirdik. Katılımcıların soruları ile interaktif bir biçimde gerçekleşen söyleşiden satırbaşlarını paylaşıyoruz.

Afili Filintalar ekibinin amacı neydi, sonrasında neden yürümedi?

“Askeri vesayeti kaldıracağız, AB müktesebatına gireceğiz vs.” gibi bir medeniyet özleminin edebiyattaki tezahürüydü Afili Filintalar. Fakat sonrasında bu ekipte yer alan kimi insanın kalıbının insanı olmadığı ortaya çıktı. Gezi döneminde muhbirleşenler dahi oldu. Hayal kırıklığıdır benim için ve bu konuda özeleştirimi de veririm.

Edebiyatla bilinçdışının bilince çıkarılması ne kadar mümkün? Bu var olan dünyayı değiştirmeye ne kadar hizmet eder?

Edebiyatın sanatın sırtına dünyayı değiştirme misyonu yüklenemez. Edebiyatın görevi bizi karanlığımızla ve ne kadar kötü bir yaşantı içinde olduğumuzu göstermektir bana göre. Edebiyat bizi huzursuz eder, hayatımızdan memnun olmamamızı sağlar. Özgürlüğün coşkusunu hissettirir. Edebiyat slogan atmaz, ayar çekmez. Devrimci bir işçinin evliliğindeki huzursuzluk iyi edebiyattır bence misal.

Politik çizgisini onaylamadığınız insanları okumakla ilgili ne düşünürsünüz?

Ciğeri beş para etmeyen çok iyi şair ve yazarlar var. Louis-Ferdinand Céline skandal bir adamdır. Fakat Gecenin Sonuna Yolculuk muhteşem bir kitap. Hatta benim ilk romanım Tol çıktıktan birkaç ay sonra çevrildi bu kitap. O zaman “Gecenin Sonuna Yolculuk daha önce çıkmış olsaydı ben yazar olmazdım. Çünkü yazılmış.” demiştim. Ben de öyle bir ilk etkisi olmuştu.

TİP ile ilişkiniz ne durumda?

Seçim döneminde istifa ettim. Başka bir listeyle çıkılmasını doğru bulmadım. Sevdiğim dostlarım, arkadaşlarım elbette var TİP içinde.

Çevirinin edebiyattaki etkisiyle ilgili ne düşünürsünüz?

Teori, kuram, tarih ve gazetecilik üzerine çeviri yaptım. Edebiyat çevirisi günlük hayatı bilmekle ilgili ve çok hassas bir şey. Edebiyat çevirisi çevirmek değil bence. Türkçe söylemek. En saygı duyduğum meslek gruplarından. Çok büyük bir emek ve karşılığı çok az.

Son eklenenler

“PARÇA PARÇA BÖLÜNEREK SATILMASINA…”: 19. Yüzyıldan Bugüne Parselasyon ve Kentleşme

19.yüzyıl Osmanlı coğrafyasında kapitalizmin mülkiyet ilişkilerinin dönüşümü açısından önemli bir eşiktir. Tanzimat Fermanı ile özel mülkiyete yapılan vurgu sonrasındaki...

LİMAN’A YANAŞMAK: Deniz ticareti altyapı ağı olarak 19.yüzyıldaki deniz feneri inşaat hareketleri (Esra Nalbant-Binghamton Üniversitesi, Altyapı Tarihi)

Grundrisse'de Marx, "sermayenin dolaşımı aynı zamanda onun oluşumu, büyümesi açısından yaşamsal sürecidir" diyor. Bu dolaşım, ürünün bir dağıtım sistemi...

GERİ DÖNMEMEYE YEMİN ETTİLER: Osmanlı’da Transatlantik Göç ve Göçmen Veritabanı İnşasında Fotoğrafın Kullanımı (Hazal Özdemir – Northwestern Üniversitesi, Tarih Doktora Adayı)

1896-1908 arasında Osmanlı Ermenileri Amerika’da artan iş olanakları ve doğu vilayetlerindeki ekonomik sıkıntılar sebebiyle imparatorluktan ayrılırken II. Abdülhamid hükûmeti...

İSTANBUL’A AŞAĞIDAN VE UZAKTAN BAKMAK: Kentleşmenin Çeperi ve Altyapısı

Bu konuşma, on dokuzuncu yüzyılda Osmanlı imparatorluğu ölçeğinde modern, kozmopolit bir istisna mekânı olarak ortaya çıkan Pera’nın ekolojik ve...

Cinsiyetçilik erkekleri de öldürür (mü?) – Nil Karasu

Bu yıl Cannes’dan Altın Palmiye ödülüyle dönen Justin Triet imzalı “Bir Düşüşün Anatomisi” filmi üzerine bu yazı. İzlemeyenler için...

Felsefe ve sinema atölyelerimiz başlıyor

Adana Kent Enstitüleri bünyesinde daha önce gerçekleştirdiğimiz dört haftalık film gösterimi ve söyleşilerini geçen haftalarda bitirdik. Bu süre zarfında...